24 Ocak 2017 Salı

İKİ EVLİ FINDIK

Fındık Ankara'da
Fındık Ankara'da














Ayvalık'ta cam ardından arkadaşlık
Fındık ailemize katıldıktan sonraki 6 yıl yaz aylarını memleketi Ayvalık’ta geçirdi. Ama artık bir ev kedisi o. Veteriner Hekim, onun bağışıklık sisteminin düşük olduğunu, başka hayvanları hasta edebileceği gibi kendisinin de hastalanabileceğini söylemişti. Ankara’da apartman katında yaşaması onu, sokaktan iyice uzaklaştırdı. Böyle kediler mutsuz mudur? Veterinerine ve bana göre “hayır”. Fındık birkaç kez Ayvalık’ta kucağımızda bahçeye çıktığında alışkın olmadığı için büyük korku yaşadı. Kedi evini sever zaten. Fındık da ev(ler)inde çok mutlu görünüyor. İki evinde Ankara’da ve Ayvalık’ta yabancılık çekmeden yaşıyor. O’nun Ayvalık’a ilk gidişi sorunluydu. Sabaha kadar evin her yanını gezdi, kokladı, hiç uyutmadı. Dolapların üstüne çıktı, atladı, odaların en küçük köşesine girdi, tanımaya çalıştı. Daha sonraki geliş gidişlerini küçük koklamalarla atlattı. Ayvalık’ta evin her yanı 2 yıl önce  yere kadar cam yapılınca Fındık kendini bahçede hisseder oldu. Şimdi camdan ve sineklikten diğer kedilerle karşılıklı konuşuyor, kavga ediyor. Sabahları heyecanla salonda yerini alıyor. Oyuncu yavru kediler, sinekliğe tırmanıp oyunlar yapınca hiç kızmıyor. Kim bilir belki eski günlerini hatırlıyordur. 

Ayvalık'ta annesi Itır ile
Ayvalık'ta bahçeye hâkim


Ayvalık'ta
Kim gelmiş?














Kedilerin çoğunda söylenenin aksine şefkat duygusunun gelişmiş olduğuna inanıyorum. Kediler, bazı yavrularını neden bırakır? Bunu belki bir gün keşfeder bilim insanları. Hani derler ki, ”yavrusu hastaysa bırakır”,  “Bakamayacağı yavruyu terkeder”. Bunlar doğru mu bilmiyorum. Bu konuda bilimsel bir açıklama okumuş değilim.
Fındık terkedildikten bir süre sonra, ona çok benzeyen bir kedinin birkaç gün bahçeye geldiğini gözlemledik. Diğer kedilere ve yedikleri yemlere bakmıyordu bile. Yalnızca; o zaman adı olmayan, bahçede yaşayan  küçük tekir yavruya gözlerini dikiyor, yaptıklarını inceliyordu sanki. Hattâ bir keresinde arkadaşımız Ferhan ciddi biçimde, “Sen ne biçim kedisin, neden yavrunu bıraktın, hain anne!” gibi sözlerle onu azarlamıştı. Birkaç günden sonra anne sandığımız büyük Tekir kedi görünmedi. Ne diyelim, Fındık’ın bizim sevgili kedimiz olma senaryosu yazılmaya devam ediyordu J. Bu arada şimdi annesi olan kızım Itır onu odasına alıp ev ortamı konusunda deneyim kazandırıyormuş.
Ankara’ya getirmeseydik, büyük olasılıkla birkaç ay, bilemediniz birkaç yıl sonra bu güzel Tekir Kedi yaşama veda  etmişti.
Fındıkcım,  iyi ki zeytinlikten kaçıp gelmiş, bizi ve  yaşamayı seçmişsin. Seni çok seviyoruz.
Bu arada Fındık’ın bir üçüncü evi daha oldu. Şu anda orada yaşıyor. Bir daha ki yazımıza neden 3. bir evi daha olduğunu  fotoğraflarıyla anlatalım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder