11 Temmuz 2017 Salı

AYLAR SONRA MERHABA!



Aylar geçti yazmayalı Neden? Ne diyeyim, biraz tembellik, biraz iş güç, soğuk, sıcak derken yaz tatili ve Ayvalık'a geliş.
Fındık'ın doğduğu topraklardayız. Ayvalık'ta. Fındık Itır  annesi ve Faruk babasıyla kışı Ankara Çayyolu'ndaki yeni evinde mutlu geçirdi. Kediler için evine alışmak önemlidir. Fındık çabuk alıştı. Çünkü "kedi sahibine değil evine bağlıdır" sözünü bir çok kedi gibi o da yalanladı. Annesini ve babasını öylesine seviyor ki! Biz Ayvalık'taki evimize geldik. Fındık da bir süre önce yanımıza geldi. Bir torun gibi yazları yanımızda geçiriyor. Annesi, babası her fırsatta onu ve bizi görmeye geliyor. Yaz tatillerini burada geçiriyor.
Fındık için Ayvalık'ın anlamı başka sanıyorum. Eee, onu herkes Ayvalıklı Fındık diye tanımıyor mu zaten? Burada doğdu; ölmek üzereyken burada hayata döndü. Bahçeye çıkamasa bile her yanı yere kadar camla kaplı evimizde diğer hemcinsleriyle iletişim halinde. Kızıyor, heyecanlanıyor, tıslıyor,minik kedilere sinekliklerin ardından sevgi gösteriyor.


İşte Fındık'ın arkadaşları.

Kalpli

Sarılar
Çok akıllı, çok uslu ve terbiyeli. Mutfağa girmiyor. Kapıyı açsak bile dışarıdan izliyor bizi. Yemek yerken kafasını okşamamızı istiyor. Hele bir yapmayın dediğini. Bütün gün miyavlayıp sizi çağırabilir. Fındık'ın buradaki maceralarını önümüzdeki günlerde anlatacağım. Ama şimdi miyavlamadan söz açmışken onların bu önemli iletişim aracıyla ilgili bir alıntı yazı sunmak istiyorum sizlere:



"Kedi sahipleri kedinin halinden memnun olup olmadığını mırıltısından anladıklarını öne sürerler. Ancak mırıltılar her zaman memnuniyet belirtisi olmayabilir. Bir kedi aç veya endişeli olduğu zamanda mırıltı çıkartır. Hatta bazı kedilerin öfkeli, stresli oldukları zamanlarda da bu sesi çıkarttığı biliniyor.
O zaman mırıltının her zaman kedinin duygularını yansıtma şekli olduğunu söyleyemeyiz. Davranış bilimcileri mırıltıyı insanları manipüle etme yöntemi olarak değerlendiriyor. Gözden kaçırdığımız, göz ardı ettiğimiz başka sinyallerin de olduğu açıktır.
Yetişkin kediler arasındaki karşılıklı sevgi ilişkisi, birbirlerini yalama ve sürtünme şeklinde kendini gösteriyor. Acaba aynı davranışları sahiplerine gösterdikleri zaman bu da bir sevgi belirtisi olabilir mi?
Pek çok kedi sahibini düzenli olarak yalar. Ancak bilim insanları bunun nedenini tam olarak çözmüş değil. Olası bir açıklama şu olabilir: Kedi, aralarındaki ilişki konusunda sahibine bir şeyler aktarmak istiyor olabilir. Yalamanın temel nedeni büyük bir olasılıkla sevgidir, çünkü birbirine düşman iki kedi hiçbir zaman birbirini yalamaz. İki kedinin birbirini niçin yaladığını tam olarak anlamadan bizi niçin yaladığını bilemeyiz.
Kedi sahipleri, kedilerine dokunmayı, yumuşak tüylerini okşamayı severler, çünkü bu zevkli ve yatıştırıcı bir temastır. Ayrıca kedinin de bundan zevk aldığını söylemek yanlış olmaz. Kedilerin pek çoğu kafalarının okşanmasından hoşlanır ve okşanma isteğini açıkça belli eder. Kaldı ki vücutlarının hangi bölgesinin okşanmasını istiyorlarsa, bunu vücut diliyle ifade ederler.
Dokunma kadar kalkık bir kuyruk da önemlidir; kuyruğun dikleşmesi kedinin sahibine duyduğu sevginin somut bir göstergesidir. Kuyruğu havada sahibine yaklaşan kedi, genellikle insanların bacaklarına sürtünür. Kimi kafasıyla, kimisi yan taraflarıyla, kimisi de kuyruklarıyla sürtünür. Hatta bazıları yakınlardaki eşyalara sürtünerek ilgi çekmeye çalışır.
Kediler, çoğunlukla beslenme saatlerine yakın sürtünme faaliyetlerini yoğunlaştırırlar. Bu nedenle sürtünmenin bir sevgi işareti olmadığı, yalnızca “beni doyur” anlamına geldiği iddia edilse de antrozoologlar bu iddiayı reddediyor. Sürtünmenin yalnızca yemek zamanı ile sınırlı olmadığına dikkat çeken bilim insanları, iki kedinin birbirlerine sürtünmelerinin yalnızca sevgi ifadesi olabileceğini söylüyor.
Kedilerin insanlarla iletişim kurmalarının bir yolu da miyavlamalarıdır. Miyavlamak kedinin doğal repertuarının bir kısmıdır, fakat bunu başka kediler ile haberleşmekte nadiren kullanırlar. Sokak kedilerinin miyavladığı pek görülmez. Kediler miyavlamayı bilerek doğarlar, ama bunu nerede ve nasıl kullanacaklarını zamanla öğrenirler.
Kediler miyavladıkları zaman sahiplerinin kendileriyle ilgilendiğini fark eder etmez, deneme yanılma yöntemiyle koşullara göre farklı sesler çıkartmayı öğrenirler. Bu şekilde kedi ve sahibi yalnızca ikisinin anlayacağı özel bir “dil” geliştirirler. Ve bu özel dili diğer kediler ve sahipleri anlamaz.
Kısaca kediler insanlarla iletişimde çok büyük bir esneklik sergiler. Bu da kedilerin soğuk ve kibirli olduğu yönündeki şöhretiyle uyuşmuyor.
"İnsanların pek çoğu kedilere sevecenlikle yaklaşır. Acaba kediler bizim için ne gibi duygular besliyor olabilir? Kedilerin diğer kedilere sevgi gösterme becerisine sahip olduklarını biliyoruz. Dolayısıyla sahiplerine de sevgiyle yaklaşıyor olmaları çok büyük bir olasılıktır. Ancak bunu kanıtlamak oldukça zordur; dolayısıyla yalnızca davranışlarını inceleyerek bir sonuca varabiliriz."
Reyhan Oksay-Cumhuriyet
Alıntı adresi:
http://t24.com.tr/haber/kedinizi-ne-kadar-taniyorsunuz-neden-miyavladigini-biliyor-musunuz,240655