Fındık Ankara'da |
Fındık Ankara'da |
Ayvalık'ta cam ardından arkadaşlık |
Fındık ailemize katıldıktan sonraki 6 yıl yaz aylarını
memleketi Ayvalık’ta geçirdi. Ama artık bir ev kedisi o. Veteriner Hekim, onun
bağışıklık sisteminin düşük olduğunu, başka hayvanları hasta edebileceği gibi
kendisinin de hastalanabileceğini söylemişti. Ankara’da apartman katında
yaşaması onu, sokaktan iyice uzaklaştırdı. Böyle kediler mutsuz mudur? Veterinerine
ve bana göre “hayır”. Fındık birkaç kez Ayvalık’ta kucağımızda bahçeye
çıktığında alışkın olmadığı için büyük korku yaşadı. Kedi evini sever zaten.
Fındık da ev(ler)inde çok mutlu görünüyor. İki evinde Ankara’da ve Ayvalık’ta
yabancılık çekmeden yaşıyor. O’nun Ayvalık’a ilk gidişi sorunluydu.
Sabaha kadar evin her yanını gezdi, kokladı, hiç uyutmadı. Dolapların üstüne
çıktı, atladı, odaların en küçük köşesine girdi, tanımaya çalıştı. Daha sonraki
geliş gidişlerini küçük koklamalarla atlattı. Ayvalık’ta evin her yanı 2 yıl
önce yere kadar cam yapılınca Fındık
kendini bahçede hisseder oldu. Şimdi camdan ve sineklikten diğer kedilerle karşılıklı
konuşuyor, kavga ediyor. Sabahları heyecanla salonda yerini alıyor. Oyuncu
yavru kediler, sinekliğe tırmanıp oyunlar yapınca hiç kızmıyor. Kim bilir belki
eski günlerini hatırlıyordur.
Ayvalık'ta annesi Itır ile |
Ayvalık'ta bahçeye hâkim |
Ayvalık'ta |
Kim gelmiş? |
Kedilerin çoğunda söylenenin aksine şefkat
duygusunun gelişmiş olduğuna inanıyorum. Kediler, bazı yavrularını neden
bırakır? Bunu belki bir gün keşfeder bilim insanları. Hani derler ki, ”yavrusu
hastaysa bırakır”, “Bakamayacağı yavruyu
terkeder”. Bunlar doğru mu bilmiyorum. Bu konuda bilimsel bir açıklama okumuş
değilim.
Fındık terkedildikten bir süre sonra, ona çok benzeyen bir
kedinin birkaç gün bahçeye geldiğini gözlemledik. Diğer kedilere ve yedikleri
yemlere bakmıyordu bile. Yalnızca; o zaman adı olmayan, bahçede yaşayan küçük tekir yavruya gözlerini dikiyor,
yaptıklarını inceliyordu sanki. Hattâ bir keresinde arkadaşımız Ferhan ciddi
biçimde, “Sen ne biçim kedisin, neden yavrunu bıraktın, hain anne!” gibi sözlerle
onu azarlamıştı. Birkaç günden sonra anne sandığımız büyük Tekir kedi
görünmedi. Ne diyelim, Fındık’ın bizim sevgili kedimiz olma senaryosu yazılmaya
devam ediyordu J.
Bu arada şimdi annesi olan kızım Itır onu odasına alıp ev ortamı konusunda deneyim
kazandırıyormuş.
Ankara’ya getirmeseydik, büyük olasılıkla birkaç ay,
bilemediniz birkaç yıl sonra bu güzel Tekir Kedi yaşama veda
etmişti.
Fındıkcım, iyi ki zeytinlikten kaçıp gelmiş, bizi ve yaşamayı seçmişsin. Seni çok seviyoruz.
Bu arada Fındık’ın bir
üçüncü evi daha oldu. Şu anda orada yaşıyor. Bir daha ki yazımıza neden 3. bir
evi daha olduğunu fotoğraflarıyla
anlatalım.